İçeriğe geç

Suriyeli çocuk cesetleri üzerinde dans: Kudüs Günü

Her yıl düzenlenen tiyatroya hazır mısınız? Suriyeli çocukların cesetlerini çiğneme pahasına “Anti Emperyalist Esed” güçlerine destek verenler yine “Kudüs Günü” münasebetiyle Fatih Camii’nde yürüyecekler. Tekbir getirecekler. İran’a övgüler düzecekler. Sonra boy boy Humeyni fotoğrafları ve Siyonist İsrail rejiminin elbet yıkılacağına dair pankartlar…Unutmadan; bir de “Her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır” yazılı dövizler de taşıtacaklar çocuklara…

Neyse, bahsimiz bu değil.

Her gün İslamcılara delikanlılık dersi verenlerin delikanlılığını göreceğiz yarın. 2006 yılında Lübnanlı Vaad bebeği öldüren İsrail katil fakat 2015 yılında Suriyeli Muhammed bebeği öldüren Beşar Esed kahraman olacak. Sonra utanmadan adaletten bahsedecekler. Çünkü onlar için adalet, İran’ın ABD ile omuz omuza vererek istediği kadar Sünni Müslümanı katledebilmesidir.

Her gün İslamcılara adamlık dersi veren üçüncü yolcuların adamlığını göreceğiz yarın. Filistin’deki katliamlara karşı çıkıp Lübnanlı terörist örgüt Hizbullah’ın Kuseyr’de İsrail’i bile kıskandıracak cinsten katliamlarına selam çakacaklar. Kuseyr’e atılan binlerce İran roketinin neden Hizbullah tarafından İsrail işgal rejimine değil de Suriyeli çocukların sokaklarında koşturduğu kentlere atıldığına dair stratejik açıklamalarda bulunacaklar.

Her gün İslamcılara irfan dersi veren Türkiye’de mukim İrancıların derin irfanını göreceğiz yarın. Suriyeli çocukların, Tikrit’te ve Beyci’de ABD bombardımanlarının desteğiyle yürüyen teröristlere aşık üç buçuk nadanın, kahramanlık soslu konuşmalarını okuyacağız internet sitelerinden. İrfanları İran’a endeksli bir güruhun ruhsuzluğu yine Fatih Camii’ni incitecek.

ABD’ye düşmanlık satacaklar. Kimse sormayacak ABD’nin gerçek düşmanları Guantanamo’da ölüme terk edilmişken neden bir tane’Şii terörist’in dahi ABD tarafından tutuklanmadığını. İslamcıların iktidar olmaya yaklaştığı bütün memleketlerde darbeye girişen ABD’nin neden Lübnan’daki Hizbullah’a ses dahi çıkartmadığını merak etmeyecek kimse.

“Büyük Şeytan”ın sadık kulları yarın yine Siyonist rejimin bayraklarını yakarak meşruiyet tellallığı yapacak ve biz de izleyeceğiz.

Rahmetli Mehmet Akif Ersoy şöyle diyordu: Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayasız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne

Bugünleri görseydi eminim şunu da demekten imtina etmezdi: Tükürün Ehl-i İran’ın o hayasız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!

Ağır geldi değil mi? Gelmeli de zaten.

Fakat bu kadar değil. Suriyeli çocukların kanlarıyla kirlenmiş ellerinize onların katillerinin fotoğrafları çok yakışacak. O çocuklar aşkına, o çocukların pak kanları hatrına, zamanın Yezid’i İran’ın kapıkullarına karşı zamanın Zeyneb’i, zamanın Ebuzer’i olmak da bize kar olsun.

Tarih:Köşe Yazıları

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın